Kadına yönelik şiddet dahil çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi amacıyla Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye ofisi tarafından düzenlenen “Deneyim Paylaşımı Forumu”nun ikincisi sosyal taraflar, sivil toplum ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla 30 Kasım 2022 tarihinde Ankara Hilton Otel’de gerçekleşti.
Toplantıya sendikamızı temsilen Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Fulya Pınar Özcan panelist olarak katılırken Sürdürülebilirlik ve Eğitim birimi sorumlumuz Gizem Aktürk Yurduseven ve Stajyerimiz Yusuf Ceyhan dinleyici olarak katıldı.
Etkinlikte, sosyal taraflar, sivil toplum ve özel sektör temsilcileri, 2019'da kabul edilen ILO 190 sayılı Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi doğrultusunda çalışma yaşamında kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yürüttükleri çalışmalarını paylaştı.
Açılış konuşması gerçekleştiren ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan C190’ın çalışma yaşamında toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığa tolerans tanımayan yapısının çok önemli olduğunu söyledi. ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan şu açıklamalarda bulundu:
Kadınların 3'de 1'inin hayatlarının bir aşamasında fiziksel, psikolojik ya da cinsiyete dayalı şiddet yaşıyor ancak sadece %40’ı bildirimde bulunuyor. İş yerinde şiddet ve tacizin kadınların çalışma yaşamına erişimleri, çalışma yaşamında kalmaları ve daha yüksek mevkilere gelmelerinin önündeki en büyük engellerden birisi olduğunu söyleyen Özcan, Hiçbir ülke ya da sektör çalışma yaşamındaki şiddet ve tacizden muaf değildir Ancak güvencesiz çalışma kadınları daha fazla risk altına sokuyor. Sözleşmenin onaylandığı 2019’dan beri TR’de çalışma yaşamını biçimlendiren paydaşlarımızın çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine ilişkin çalışmalarını izliyoruz ya da bu çalışmaları birlikte yürütüyoruz. Çalışma yaşamında ve kadına yönelik şiddet ve taciz gibi böylesine evrensel ve yerleşik bir sorunun çözümünde çalışma yaşamının aktörlerinin işbirliği çok önemli. Bu uygulamaları dinlemek, diğer kuruluşlara, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yol haritaları hazırlamaları konusunda ilham vereceği gibi, önümüzdeki dönem hepimiz için öncelikli olan bu alanda iş birliklerinin oluşturulmasına da eminiz katkıda bulunacaktır. Çalışma yaşamında şiddetin önlenmesi için artık elimizde güçlü bir araç var: C190 kayıtlı-kayıtdışı her tür çalışma ilişkisinde, tüm sektörler/çalışanlar için, çalışma yaşamında her yerde uygulanabilecek kapsamlı bir araç sunuyor. İsveç Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström konuşmasında şunları söyledi. C190 toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine yönelik kabul edilen en son uluslararası standartlardan birisi.Çalışma standartlarının iyileşmesi zaman alan çok paydaşlı bir süreç. Sendikalar, işçi sendikaları konfederasyonları bu ilerici, kapsayıcı ve tarihi Sözleşme’nin uygulanması için önemli adımlar atıyor ki buna tanıklık etmek bizi çok mutlu ediyor. Bu bağlamda, henüz Sözleşme onaylanmamışken, şiddete sıfır tolerans politika belgeleri kabul ediliyor, ILO 190 sayılı Sözleşme ile uyumlu maddeler toplu iş sözleşmelerinde yer alıyor. Bu durumun Türkiye’de çalışma hayatı için son derece önemli olduğunu belirtmeliyim. İşçi örgütlerine ek olarak özel sektör de ILO 190 sayılı Sözleşme çerçevesinde işyerinde kadına şiddetin önlenmesi için çabalarını güçlendiriyor.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Eleftheria Pertzinidou “Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması, kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında ilerlemelerin kaydedilmesi, ortağımız olan ülkelerdeki faaliyetlerimizde de dahil olmak üzere, AB'nin gündeminin ilk sırasındadır. Etkinlikte konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü Herkes toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz de dahil şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma yaşamı hakkına sahip. Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin insana yakışır iş anlamında kabul edilemez olduğunu vurgulayan ILO 190 sayılı Sözleşmeyi anlatmak yaygınlaştırmak ve uygulanmasını sağlayacak bir işbirliğinin yansıması adına bugün buradayız.
İşte bu yüzden yerel yönetimlerle, iş kollarındaki sendikalar ve yine şiddeti önlemek adına protokoller yaptığımız özel sektörle birlikte şiddetsiz bir çalışma hayatı için işbirliği ile çalışıyoruz. Sözleşme ayrıca, kapsayıcı ve bütüncül politikalarla kadın istihdamının sürdürülebilir olmasını ve iş verimliliğinin artmasını sağlıyor. Bu sözleşmenin en önemli yanı ev içi ve iş yerinde yaşanan şiddet olaylarını önleyici ve koruyucu mekanizmalara erişimi ve güvenlik mekanizmalarının oluşturulmasını sağlayan unsurları içinde barındırması.
Açılış konuşmalarının ardından Mart ayından bugüne kadar gerçekleşen çalışmaların raporunu ILO kıdemli program yöneticisi Ebru Özberk Anlı sundu.
Memur ve işçi sendikaları konfederasyonu temsilcileri ILO Ankara Toplumsal Cinsiyet-Sosyal Diyalog Yöneticisi Ayşe Emel Akalın moderasyonunda şiddetsiz bir çalışma hayatı için #ILOC190 doğrultusunda kurumları bünyesinde yaptıkları çalışmaları anlattı.
İkinci oturumda ise sendikalar iyi uygulama örneklerini paylaştı. Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Özcan, sendikamız tarafından gerçekleştirdiğimiz şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik yaptığımız çalışmalardan bahsetti. Özcan konuşmasında şunları söyledi;
“Sendikamız Öz İplik İş, uzun yıllardır, işyerlerinde şiddet ve tacizle mücadele konusunda toplumsal duyarlılığı ve bilinç düzeyini geliştirmeyi amaçlayan planlı çalışmalar yürütmektedir.Bahsetmiş olduğunuz gibi 11 Kasım’da sendikamız somut bir adım daha atarak Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan şiddete karşı sıfır tolerans belgesini imzaladı. Bu imzayla şiddet ve tacizin önlenmesi konusundaki kararlı duruşunu bir kez daha gösterdi. Esasında bu imzaladığımız ilk belge değildi. Sendikamız ilk olarak 2018 yılında üyesi olduğumuz üst kuruluşumuz Industriall Küresel Sendika tarafından hazırlanan Hem işyerimizde hem sendikamızda “şiddete hayır” taahhüdünü imzalayarak şiddet ve tacizin sona erdirilmesi ve önlenmesi için her tür çabayı ortaya koyacağını taahhüt etti. Bu taahhütnameye ek olarak şiddet konusunda sendikamız inisiyatif almaya devam ederek, sendikamız bünyesinde Cinsel “Sömürünün ve İstismarın Önlenmesi Politikası” ve "Cinsel Taciz ve Saldırı Politikası” gibi iki değerli politika belgesini hayata geçirdi. Hala da sektörde ki önemli uluslararası markalarla politika belgelerini geliştirme konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bunların yanı sıra 2019 yılında ILO’nun 190 sayılı sözleşmesi ve 206 sayılı tavsiye kararının onaylanma sürecinde hazırlanan raporlara Hak İş ile birlikte katkı veren sendikamızın hazırlayıp sunduğu kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi projesinin daha sözleşme onaylanmadan kabul edilerek uygulanmaya başlaması sendikamızın şiddet ve tacizle mücadele kararlığını ve geleceğe yönelik vizyonunu ortaya koymuştur.
Projemizden toplamda 6 ilde bulunan yüzlerce 1000’e yakın katılımcımız faydalanmıştır. Projemiz kapsamında verilen eğitimlerde, eğitim uzmanlarımız tarafından İşyerinde Pozitif İletişim, İş Etiği ve Endüstri Kültürü ve İşyeri Şiddeti ve Türleri üzerine eğitim verilerek bireysel koçluk görüşmeleri gerçekleşmiştir. İşyerinde şiddete yönelik farkındalığı artırarak konuya ilişkin rehber olacak politikalar oluşturmak ve işyeri şiddetine karşı mücadelenin bir parçası olmak hedefiyle yola çıktığımız bu projemiz kapsamında şiddet ve tacizin sosyal taraflarla kapsamlı olarak görüşülmesi, geçmişten gelen algılayışların ele alınarak şiddet karşıtı bir zihinsel dönüşüm sağlanması ve bu algının sendikal camiadan yola çıkarak toplumun her kesiminde farkındalığı artırması beklenerek sosyal diyalog platform toplantıları düzenlenmiştir.
Proje sona erdikten sonra da sendikamız işyerlerinde şiddet ve tacizle mücadele kararlılığını göstermeye devam etmiştir. Öncelikle Öz İplik İş Sendikası olarak sosyal diyaloğun birçok sorunun çözümünde çok önemli bir role sahip olduğunun bilincinde olarak birçok faaliyetimizde sosyal diyaloğu önemli bir araç olarak kullanıyoruz. Sosyal Diyalog Platformu sistematik şekilde planlanmıştır. Kapsayıcı ve siyaset üstü olmasına özen gösterdik. Üst yönetimden kişilerin dahil olması kadar çalışan temsilcisinin de platformda yer almasını önemsedik. İlk toplantıda İşçi, işveren, sivil toplum kuruluşları, devlet kurumları, akademisyenler, diyanet işleri, Birleşmiş milletlere bağlı uluslararası kuruluşlar, medya kuruluşları ve konuyla yakından ilgili tüm tarafların dâhil olduğu Sosyal Diyalog Platform toplantıları ILO ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu iş birliğiyle gerçekleştirilerek kurumların konuya bakış açılarını tartıştık, şiddet ve tacize ilişkin ortak çözüm yolları aradık.
Sosyal Diyalog Platformunun Uluslararası boyutu da bizler için ayrıca önemliydi. Sözleşmeyi onaylayan ülke temsilcilerinin deneyimlerini dinledik. Sektörde örgütlü diğer sendikaların sürece dahiliyeti, sürdürülebilirlik bir yapı oluşmasına çaba gösterdik. Genelden özele doğru aksiyon aldık. En önemli hedefimiz de kadına yönelik şiddet ve taciz başta olmak üzere tüm boyutlarıyla şiddet ve tacizin önlenmesi konusunda sosyal paydaşlarla birlikte inisiyatif almak.
Markaların sürece dahiliyeti son derece önemliydi. Son toplantıyı somut olarak işverenlerimiz ve markalarımızın ortak paydada buluşarak çözümler üretebileceği bir toplantı olarak planladık Industriall Küresel Sendikanın bir araştırması var ve bu araştırmaya Türkiye Hazır Giyim sektörünü de dahil etmişler. Araştırmada yapılan görüşme sonucu Hazır giyim sektöründe bu konunun gizli kaldığıyla ilgili tespitleri var. Konuşulmadığına ve şikayetlerin yapılmadığına vurgu yapılıyor. Sessizlikten bahsediliyor. Geliştirdiğimiz politika belgesi ve oluşturduğumuz sosyal diyalog platformu bu sessizliğin kırılmasına ilişkinde önemli bir adımdır. Kadın komitelerinin ve sendikaların güçlendirilmesi de önemli bir adımdır.
Atılacak gelecek adımlardan bahseden Özcan;
• Firmaların Şiddetten arındırılmış işyerine ilişkin Politika oluşturması
• Politikanın uygulanabilirliğinin takip edilmesi ve firma yetkililerinin yönlendirilmesi
• İşveren ve firma yetkileri tarafından şiddet ve tacize ilişkin oluşturulmuş olan politika belgesi/protokol hakkında çalışanların ve yöneticilerin eğitilmesi
• Şiddetin, işyerindeki güvenliği etkileyen bir durum olması sebebi ile bu konunun iş sağlığı güvenliği kapsamında değerlendirilmesi
• Şiddet ve taciz türlerini bildikçe insanlarda farkındalık yaratılabiliyor bu sebeple farkındalık kazandırılması noktasında tarafların katılımıyla bir eğitim standardı oluşturulması( ILO-Marka-Sendika)
• Sadece mavi yaka değil üst yönetim ve şeflere de planlanan eğitimin aktarılması
• İşyerlerinde danışma ve yönlendirme masalarının oluşturulması