PLAKET TÖRENİNDE AÇILIŞ KONUŞMALARI GERÇEKLEŞTİ || Öz İplik İş Sendikası Öz İplik İş Sendikası

PLAKET TÖRENİNDE AÇILIŞ KONUŞMALARI GERÇEKLEŞTİ


Konuşmacılar Şiddet ve Tacizin Önlenmesine Vurgu Yaptı


Sendikamız Öz İplik İş tarafından 21 Aralık 2023 tarihinde Grand Ankara Otel’de gerçekleşen düzenlenen “İşyerlerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesine Yönelik plaket takdim töreninde il olarak Genel başkanımız Rafi AY konuşma yaptı

AY: “İşçi Sendikası Olarak Yükümüz Ağır”

Genel Başkanımız Rafi AY, programda yaptığı konuşmasında sendikamızın işyerlerinde şiddet ve tacizle mücadele konusunda uzun yıllardan beri çalışmalar yaptığını bu toplantının da onlardan biri olduğunu söyledi.

AY, Toplumsal duyarlılığı ve bilinç düzeyini geliştirmeyi amaçlayarak, Öz İplik İş üyelerine her daim konuyla ilgili eğitimler vermeye devam ettiğini belirterek, “Çünkü biliyoruz ki; bir işçi sendikası olarak yükümüz ağır. Sorumluluklarımız büyük. Emeği ve emekçiyi ve hatta tüm insanlığı ilgilendiren her konuya, özveriyle yaklaşmak durumundayız” dedi.

“Şiddet ve Taciz Kabul Edilemez”

İşyerinde şiddet ve tacizin kabul edilemez olduğuna dikkat çeken AY, “Biz her bir işçinin, bireyin kendi kimliğine, cinsiyetine bakılmaksızın eşit ve saygın bir çalışma ortamında hak ettiği değeri görmesi gerektiğine inanıyoruz.  Şiddet ve tacizin de bu değerlere aykırı ve kabul edilemez bir davranış biçimi olduğunu her platformda yineliyoruz” dedi.

“Şiddet ve Tacizi Önleme Konusunda Çabamızı Her Daim İleri Taşıyoruz”

AY, Öz İplik İş Sendikası olarak, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması ve insana yakışır iş koşullarının oluşturulması konusunda gösterilen sendikal çabayı her daim daha ileriye taşıdıklarını belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Bu kapsamda ilk adımı 2017 yılında attık. Üyesi olduğumuz üst kuruluşumuz IndustriALL Küresel Sendika’nın “Sendikalar Kadına Şiddete Hayır diyor! Kadına Yönelik Şiddet ve Tacize Hem işyerimizde hem de sendikamızda hayır! Başlığı altında başlattığı kampanyaya destek verdik.

2018 yılında ise taahhütnameyi imzaladık. Bu taahhütnameyle birlikte; imzaladığımız toplu iş sözleşmelerinde mahkeme kararıyla kadına şiddet uyguladığı belirlenen üyelerin sendika ve işyeri kurullarında görev alamayacağına, yönelik bir ibare ekleyerek, taahhüdü somut adıma dönüştürdük. 2019 yılında Uluslararası Çalışma Örgütünün 190 sayılı “İşyerlerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi” ve 206 sayılı tavsiye kararının ILO konferansında kabul edilmesinin hemen öncesinde önemli bir projeyi hayata geçirdik.

Siyaset üstü bir mekanizma olarak hala devam eden, bugün burada olan kuruluşlarımızın da bir parçası olduğu sosyal diyalog platformunun oluşturulması yine projemizin en önemli çıktısıdır. Örgütlü olduğumuz yerlerde verdiğimiz, “işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesi eğitimleriyle”, uluslararası markaların da desteğiyle, binlerce çalışanın bilinçlenmesi için çalışmalar yürüttük.

Bu eğitimleri ve koçluk çalışmalarını hali hazırda sürdürüyoruz. Şiddetin sendikamız içerisinde önlenmesi konusunda da inisiyatif alarak, “Cinsel Sömürünün ve İstismarın Önlenmesi Politikası” ve "Cinsel Taciz ve Saldırı Politikası” gibi önemli politika belgelerini hayata geçirdik.

Konfederasyonumuz HAK İŞ’in öncülüğünde 2021 tarihinde oluşturulan, çalışma yaşamında fiziksel, ekonomik, psikolojik taciz ve (mobbing) dâhil olmak üzere her türlü şiddetin ve tacizin izlenmesini ve önlenmesini temel alan “Şiddete Sıfır Tolerans Politika Belgesi” oluşturulması da örnek bir çalışmadır.

2022 tarihinde gerçekleştirdiğimiz “İşyerlerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesine Yönelik Yuvarlak Masa Toplantısında” ILO C190 sayılı Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşmenin toplu iş sözleşmelerine uyarlanması konusunda Konfederasyonumuz HAK-İŞ tarafından hazırlanan “Şiddete Sıfır Tolerans Politika Belgesini imzaladık.

“Sosyal Diyalog Platformu, Ulusal ve Uluslararası Alanda Örnek Teşkil Etmektedir”

Sendikamızın sosyal diyaloğu çalışmalarında her daim bir araç olarak kullanan kullandığını belirten Genel Başkanımız Rafi AY, “Türkiye’de işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik etkin çalışmalar yapan sosyal diyalog platformu, ulusal ve uluslararası alanda örnek teşkil etmektedir” dedi.

Tekstil sektörü kadın emeğinin yoğun olduğuna dikkat çeken AY, “Üye sayımızın yüzde 35’inden fazlasını oluşturan kadın çalışanlar başta olmak üzere, ülkemizde ve dünyada iş yerlerinde şiddet ve tacizin son bulması için bir platform aracılığıyla çözümler aranması çok kıymetlidir. Bugün burada işletmelerin “şiddet ve tacize sıfır tolerans politika belgesini” imzalayarak kararlı adımlar atması, sosyal diyalog platformunun çok önemli bir çıktısıdır.

“Günümüzün en önemli kavramlarından biri insana yaraşır iştir”

Günümüzün en önemli kavramlarından biri insana yaraşır iş olduğunu vurgulayan AY, sadece ücret değil, çalışma şartları, iş hayatı-sosyal hayat dengesi, insanın kendini geliştirme hakkı, iş sağlığı ve güvenliği dahil, insanın insan olmaktan kaynaklı her türlü hakkının korunması, geliştirilmesinin esas olduğunu söyledi.

İşyerlerinin huzur içinde çalışılan, oluşturulan faydayı hakça bölüşen yerler olması yönünde her türlü çabayı desteklediğini yineleyen AY, bu yönde kendini geliştiren, taahhütte bulunan işyerlerinin varlığının olmasının da çalışmalar açısından umudu artırır nitelikte olduğunu belirtti.

“Olası bir soruna sıfır tolerans ilkesiyle yaklaşma sözü verilmesi güçlü bir mesajdır”

İşyerinde şiddet ve tacize sıfır tolerans politika belgesini imzalayan sendikamızın örgütlü olduğu bazı firma temsilcilerinin toplantıda bulunduğuna dikkat çeken AY, “Belgeye imza atan işyerlerinin olması değerlidir, örnektir. İnsan odaklı bir şirket kültürü oluşturma, bu soruna karşı duyarlılık geliştirme ve elbette olası bir soruna sıfır tolerans ilkesiyle yaklaşma sözü vermeleri güçlü bir mesajdır” dedi.

AY, “Biz emekçiler, sevgi ve saygının hâkim olduğu her yönden sağlıklı ve güvenli işyerlerinde çalışmak, üretmek, kazanmak ve kazandırmak istiyoruz” diyerek, bu yönde harekete katılan işyerlerini takdir ettiğini emekçilerin kazancı olarak gördüğü bu sürece katkı vermekten gurur duyduğunu söyledi.

“Birlikte hareketle, sektörümüzde bu tür olumsuzlukları azaltabiliriz”

Sosyal diyalog platformunda yer alan tarafların iletişim içinde çalışmaya devam etmesi dileğinde bulunan Genel Başkanımız Rafi AY, “Birlikte hareket ederek, sektörümüzde bu tür olumsuzlukları azaltabilir ve daha güvenli bir alan oluşturabiliriz. Bu politikalar, iş birliği ve dayanışma içinde olduğumuz sürece, daha da güçlenecek ve etkili olacaktır. Bu törenin, işletmelerimiz ve çalışanlarımız için daha güvenli bir geleceği teşvik etmesini umuyorum” dedi.

ARSLAN: “Kadınların Örgütlü Olduğu En Büyük Konfederasyonuz”

HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, programda çalışma hayatı ve gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Arslan, Türkiye'de yaklaşık 440 bin sendikalı kadının 210 bininin HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı sendikalarda yer aldığına dikkat çekerek, “Biz Türkiye'de kadınların örgütlü olduğu en büyük ve tek işçi örgütüyüz. Dolayısıyla bundan her zaman gurur duyuyoruz” diye konuştu.

“Kültürümüzden ve Evrensel Değerlerden Asla Vazgeçmedik”

Arslan, HAK-İŞ’in tarihi, kültürel ve değerlerimizle çağdaş, demokratik ve evrensel değerleri birleştiren, bu istikamette yeni bir modeli bütün dünyaya armağan eden bir misyon yürüttüğünü ifade etti. Çalışma hayatında yaşanan her sorunun HAK-İŞ’i ilgilendirdiğini ifade eden Arslan, “O sorunlar için söyleyecek sözü, ortaya koyabileceği çözümü olan, bu konuda yapılması gerekenleri yapmak için mücadele eden bir duruşumuz var” dedi. 

“Bu Sözleşme Milyonlarca Çalışanı İlgilendiriyor”

ILO'nun tarihindeki en büyük ve en kıymetli sözleşme olan C190’ın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Arslan, “C190’ın dünya çalışma hayatı ve emekçileri için ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi biliyoruz ve farkındayız. Onun için Türkiye Cumhuriyeti devletimizin çok gecikmeden mutlaka bu sözleşmeyi onaylamasını istiyoruz. Çünkü bu sözleşme milyonlarca emekçiyi doğrudan ilgilendiren bir sözleşme. Konfederasyonumuzda yaklaşık 6 ay hukukçularımızla bu sözleşmeyi inceledik. Sözleşmenin iş yerlerinde pratiğe dönüştürülebilecek hususlarını tespit ettik. Sendikalarımızla bunların toplu sözleşme taslaklarında yer alması için çalışmalarımızı gerçekleştirdik” dedi. 

“Bütün Çalışanları HAK-İŞ’e Davet Ediyoruz”

Bir milyona yakın tekstil işçisinin çalıştığı iş kolunda sendikalaşma oranının çok düşük olduğunun altını çizen Arslan, “HAK-İŞ olarak bütün sendikasız iş yerlerindeki işçileri HAK-İŞ’e bağlı sendikalarımıza üye olmaya davet ediyoruz. Sendikalaşmanın olduğu yerde kayıt dışı olmaz. Sendikalaşmanın olduğu yerde iş kazalarındaki ölüm oranları yüzde 1’in altına düşer. Sendikalaşmanın olduğu yerde, gelir adaletsizliğine karşı hamleler görürsünüz” diye konuştu.

“Gazze’de Sadece Filistinliler Değil İnsanlık Ölüyor”

Filistinli anaların, babaların, çocukların, sivillerin iki buçuk aydır terörist devlet İsrail tarafından bir soykırıma tabi tutulduğunu ve kadınların, çocukların, yaşlıların enkazlar altında hala cesetlerinin çıkarılamadığı ifade eden Arslan, “7 binin üzerinde kadının bir o kadar çocuğun bombalarla katledildiği bir dönemi yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Arap Birliği, Avrupa Birliği, ABD, İslam İşbirliği Teşkilatı ve başka çeşitli bölgesel örgütler seyrediyorlar. Bu insanlığın bir utanç durumudur. Gazze'de sadece Filistinliler ölmüyor. Gazze'de insanlık ölüyor” ifadesini kullandı.

“Biz İnsanlık Vicdanının Ölmediğine İnanıyoruz”

Filistin’de yaşananlara karşı duyarsız kalınamayacağının altını çizen Arslan, “Olup bitenlere çeşitli gerekçelerin arkasına sığınarak, katliamlara sessiz kalırsak, kadınların katledilmesini görmezden gelirsek, çocukların enkaz altında cesetlerini bile çıkaramazken hastanelerin, mabetlerin, okulların bombalandığını görmezden gelirsek, insanlık olarak öldüğümüzün ifadesidir. Biz insanlık vicdanının ölmediğine inanıyoruz” hatırlatmasında bulundu.

“Mağdur ve Mazlumlara Borcumuz Var”

Ukrayna – Rusya savaşında Ukraynalılara gösterilen ilginin, desteğin Filistin’e gösterilmediğine dikkat çeken Arslan, “Derisinin rengi, konuştuğu dil, yaşadığı coğrafya, inancı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun ülkemizin, bölgemizin ve küremizin bütün mağdur ve mazlumları bizden alacaktır.  Bu HAK-İŞ Konfederasyonumuzun iradesidir, kongre kararıdır. Dolayısıyla biz aynı zamanda bu mağdur ve mazlumlara borcumuz olduğunu da ilan ediyoruz” dedi.

AYDIN, “Şiddet ve taciz insanların güvenliğini olumsuz etkiliyor”

T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Av. Ahmet Aydın toplantıda yaptığı konuşmada şiddet ve tacizin insanların güvenliğini, refahını ve psikolojik sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi. Aydın, şiddet ve tacizin aynı zamanda bireyler arasında korku, güvensizlik ve ayrımcılık duygularını körükleyerek toplumsal dayanışmayı zayıflattığını ve toplumsal ilişkileri zedelediğini vurguladı.

“Şiddet ve tacizi önlemenin ilk adımı politika oluşturmaktır”

İş yerlerinde yaşanan şiddet ve taciz, çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlığını tehdit ederken, aynı zamanda iş ortamının verimliliğini ve çalışanların motivasyonunu derinden etkilediğini belirten Aydın, “Bu olumsuzlukları önlemek ve iş yerlerini daha güvenli hale getirmek adına ilk adım, etkili bir şiddet ve taciz önleme politikası oluşturmak ve bu politikayı çalışanlara detaylı bir şekilde iletmektir. Şirket içi eğitim programları, çalışanlara bu tür durumlarla başa çıkma becerileri kazandırmak ve olası risklere karşı hazırlıklı olmalarını sağlamak adına önemli bir rol oynamaktadır” dedi.

“Şeffaf ve güvenilir bir şikâyet mekanizması oluşturmak kritik bir adımdır”

Şiddet ve tacizin önlenmesi için şeffaf ve güvenilir bir şikâyet mekanizması oluşturmak kritik bir adım olduğunu vurgulayan Aydın, “Çalışanlar, kendilerini güvende hissetmeli ve yaşadıkları sorunları kolaylıkla bildirebilmelidir. İşyeri yönetimleri, şikâyetlere hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vererek, sorunları çözüme kavuşturmalı ve iş ortamını daha güvenli bir yer haline getirmelidir. Bu adımların uygulanmasıyla, iş yerlerinde şiddet ve tacizi önlemek mümkündür, bu da sadece çalışanların değil, aynı zamanda toplumun genel refahını artıracak pozitif bir etki yaratacaktır” dedi.

Sağlıklı ve başarılı bir çalışma yaşamının temel taşlarından birinin, iş yerlerinde şiddet ve tacize sıfır tolerans anlayışının benimsenmesi olduğunu söyleyen Aydın, şiddet ve tacizin, çalışanların motivasyonunu düşüreceği, iş verimliliğini olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bu nedenle de, iş yerlerinde şiddet ve taciz konusunda sıfır tolerans politikası uygulanmasının, çalışanların güvenliğini ve refahını koruyacağını, ekip dayanışmasını güçlendirmek ve pozitif bir iş kültürü oluşturmak adına önemli bir adım olacağını söyledi.

Bu anlayışın benimsendiği iş yerlerinde, çalışanlar kendilerini güvende hissettiğinin ve karşılıklı saygı ve hoşgörü içinde birbirleriyle etkileşimde bulunduğunun, işbirliği kültürünün gelişmesinin de de böyle mümkün olabileceğinin altını çizdi.

“Politika belgesini imzalayan işyerleri yüz akımızdır”

Şiddet ve tacize sıfır tolerans politika belgesini imzalayan işyerlerinin önemli bir çalışmaya imza attığının altını çizen Aydın, “Politika belgesini imzalayan işyerleri hem kendi işyerleri hem ülkemiz çalışma hayatı için öncü ve örnek olan firmalar yüz akımızdır ve kendileriyle bu anlamlı törende birlikte olmaktan mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. İş yerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik sosyal diyalog platformunda yer alan tüm kurum ve kuruluşlara, ilgili politika belgesine imza koyan firmalara Bakanlığımız adına şükranlarımı sunuyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.

HASSAN, “Kadın istihdam eden sektörlerde, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz oranları daha da yüksek olabilmektedir”

ILO Türkiye Direktörü Yasser Ahmed Hassan konuşmasında, işyerinde şiddet ve taciz dünya çapında yaygın olduğunu söyleyerek hiçbir ülke ve hiçbir sektörün de bundan muaf olmadığını belirtti.

Verilerin, küresel olarak her üç kadından birinin şiddet ve tacize maruz kaldığını gösterdiğini belirten Hassan, şöyle devam etti: “Hazır giyim üretimi gibi ağırlıklı olarak kadın istihdam eden sektörlerde, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz oranları daha da yüksek olabilmektedir. Yoksul ve ötekileştirilmiş kadınlar genellikle, özellikle istismar ve sömürüye maruz kaldıkları, korumaya erişimlerinin çok az olduğu ve hayatta kalmak ve ailelerini geçindirmek için aldıkları ücrete bağımlı oldukları güvencesiz işlerde çalışmaktadır”

ILO'nun çeşitli ülkelerdeki çalışmalarına değinen Hassan “190 sayılı Sözleşme'nin uygulanmasının, çalışma yaşamında onlarca yıldır genellikle göz ardı edilen cinsiyete dayalı ayrımcılık gibi kritik bir konuyu nasıl ele aldığını bize göstermektedir” dedi.

“Sosyal tarafların “Şiddete Sıfır Tolerans Politika Belgeleri” geliştirdiklerini görmekten memnuniyet duyuyoruz”

ILO, C190 hükümlerinin Türkiye'de işverenler/işveren örgütleri ve işçi örgütleri arasındaki toplu iş sözleşmelerine nasıl yansıtıldığını gözlemleme konusunda teşvik edilmesi gerektiğine değinen Hassan, Türkiye’de sendika konfederasyonları ve sendikalar ile özel sektör şirketlerinin "Şiddete Sıfır Tolerans Politika Belgeleri" geliştirip uygulamaya koyduklarını görmekten de memnuniyet duyduklarını belirtti.

Tüzükleri de dahil olmak üzere ana kurumsal politika belgelerine şiddetin ortadan kaldırılmasına ilişkin spesifik maddeler eklediklerini görmenin cesaret verici olduğunu söyleyerek, bu çabalar için izlenen sosyal diyalog yaklaşımının memnuniyet ve takdirle karşılanması gerektiğini belirtti.

Hassan, ÖZ İPLİK İŞ Sendikasının değerli rolü sayesinde, söz konusu toplantıda hükümet, işveren ve işçi örgütleri arasında müzakere, istişare ve bilgi alışverişi şeklinde bu sosyal diyalog perspektifinin özel bir uygulamasına tanık olduklarının da altını çizdi.

“ILO, Türkiye'yi onaylayan ülkeler arasında görmek istiyor”

Bugün itibariyle 190 sayılı Sözleşme, farklı sosyo-ekonomik ve kültürel geçmiş ve yapılara sahip 36 üye devlet tarafından onaylandığını belirten Hassan şu açıklamalarda bulundu: “ILO, Türkiye'yi onaylayan ülkeler arasında görmek istiyor. Bunu, sözleşmenin 2019 yılında kabul edilmesinden önce yapılan tartışmalar sırasında Türkiye hükümet delegesi tarafından yapılan açıklamayı hatırlatarak söylüyorum: "Şiddet ve taciz fırsat eşitliğine, insana yakışır işe ve barışçıl çalışma ortamlarına aykırıdır. Uluslararası belgelerdeki mevcut boşluk, mağdurları şiddet ve tacize karşı korumasız bırakıyordu. Bir tavsiye kararı ile desteklenen bir Sözleşmenin kabul edilmesi, çalışma yaşamında şiddet ve tacize karşı proaktif bir tutum sergilenmesini sağlayacak ve insan onurunun korunmasına katkıda bulunacaktır. Bu vesileyle Türk makamlarını C190'ın onaylanmasını öncelikli olarak değerlendirmeye davet ediyorum”

“ILO, Sosyal Diyalog Platformu'nun bir üyesi olma ayrıcalığına sahip”

Sosyal Diyalog Platformu'nun dört yıllık faaliyetlerinin meyvelerinin aslında bugünkü toplantıyla toplandığının altını çizen Hassan, ILO Türkiye Ofisinin ÖZİPLİK İŞ Sendikası'nın öncülüğünü yaptığı Sosyal Diyalog Platformu'nun bir üyesi olma ayrıcalığına sahip olduğunun da önemle altını çizdi. Hassan, özel şirketler tarafından imzalanan politika belgelerinin bu platformun somut çıktıları olduğunu belirterek bu firmaları tebrik etti.

SUBAŞI, “Üçlü sosyal diyalogun da önemli bir bileşeniyiz”

Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Çiğdem Subaşı konuşmasında Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikasının tarihinden bahsederek;Sendikamız 1962 yılında, ülkemizin önde gelen tekstil sanayicileri tarafından kurulmuş bir işveren sendikasıdır. Aynı zamanda çalışma hayatında işveren tarafını temsil etmek üzere kurulmuş, üçlü sosyal diyalogun da önemli bir bileşeniyiz. Kuruluş amaçlarının başında gelen iş barışının sağlanması ilkesinden hareket eden sendikamız doğal ortağımız olan işçi sendikalarımızla birlikte binlerce işçimizin çalışma koşullarını düzenleyen toplu sözleşmeler imzalamaktadır” dedi.

“İşyerlerinde taciz ve şiddete en çok kadın çalışanların maruz kalıyor”

Yapılan araştırmalarda işyerlerinde taciz ve şiddete en çok kadın çalışanların maruz kaldığını belirten Subaşı, tekstil sektörünün bu konuda özel bir önemi olduğunu düşündüklerini belirtti. Tekstil sektörünün cinsiyet eşitliğinde en demokratik sektör olarak her zaman ön planda yer aldığında söyleyen Subaşı şöyle devam etti: “İstihdam verilerine bakıldığında; tekstil sektöründe kadınların işgücüne katılımı Türkiye’nin ve imalat sanayiinin çok daha üzerinde. 1 milyona yakın sigortalı çalışanımızın yüzde 45’i yani 480 bini kadınlardan oluşuyor. Sadece sektörümüzde değil imalat sanayinin tümünde örgütlü kayıtlı, adil çalışma koşullarının en önemli destekçisi olan Sendikamız kadın istihdamına ve kadınların iş dünyasında varlığının artmasına da özel bir önem vermektedir. Ancak tüm dünyada olduğu gibi biz de konuyu sadece kadın istihdamının artması açısından değil; işyerinde her türlü taciz ve şiddetin önlenmesi olarak bütünsel açıdan ele alıyoruz. Tam da bu noktayı, örgütlü çalışmayı, iş yerinde taciz ve şiddetin önlenmesinde önemli bir faktör olarak görüyoruz. Kuşkusuz çalışanların sendikalaşma oranlarındaki düşüş ve sendikaların sağladığı koruma kalkanının ortadan kalkması, çalışanları şiddet ve tacize açık hale getirmektedir”

“Örgütlenme, işyerinde taciz ve şiddettin önlenmesinde doğal bir koruyucu vazife görmektedir”

Şubaşı, Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikasına bağlı işyerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinde iş yerlerindeki işyeri sendika temsilcileri ya da toplu sözleşmelerinde belirtilen diğer mekanizmalar aracılığı ile istenmeyen durumlarda denetleme ve şikâyet prosedürlerinin çalıştırılabilmesine imkân veren hükümler bulunduğunun altını çizdi. Bu hükümlerin iş yerinde tacizin hangi düzeyden gelirse gelsin cezalandırılmasına yönelik düzenlemeler getirdiğini söyleyen Subaşı, “Toplu iş sözleşmemizin ilgili maddelerinde de işyeri temsilcilerinin görevleri arasında “kanuna aykırı davranışları önlemeye çalışma” şeklinde hüküm bulunmakta. Ayrıca, bu suçları işleyenlerin ihraç ile cezalandırılmasına ilişkin toplu iş sözleşmemizde maddeler yer almaktadır. Bu bakımdan örgütlenme işyerin de taciz ve şiddettin önlenmesinde doğal bir koruyucu vazife görmektedir” dedi.

“Öz İplik İş Sendikası ile iş birliğine de her zaman açığız”

Subaşı konuşmasının devamında şu açıklamalarda bulundu: “Çalışma yaşamında şiddet ve taciz evrensel ve yerleşmiş bir sorun olduğundan bunların ortadan kaldırılması için çalışma yaşamı aktörleri arasında kararlılık ve iş birliği gerektirmektedir. Sendikamız gerek kadın istihdamı, gerekse cinsiyetten bağımsız taciz ve şiddet konularında araştırmalar yaparak ve işyerlerinde düzenledikleri eğitimler ile konuyu gündemde tutmaya çalışmaktadır. Özellikle sendika olarak  bu hususta  projeler ve toplantılar düzenleyen  Öz İplik İş Sendikası ile işbirliğine de her zaman açığız. Çünkü Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası olarak biliyoruz ki ancak birlikte çalışarak, gelecekte herkes için daha güvenli çalışma yaşamı yaratabiliriz”

Habere ait görseller

Yücetepe Mahallesi Akdeniz Caddesi No:19 Çankaya / ANKARA

Tel: +90 312 232 06 07 (Pbx) Fax: +90 312 231 99 95

wwww.oziplikis.org.tr e-mail : oziplikis@oziplikis.org.tr

SENDİKAMIZ ÜYESİDİR