“Ulusal İstihdam Stratejisi Tanıtım ve İŞKUR Gençlik Programının Başlatılması Toplantısı” 4 Şubat 2025 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Toplantıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan da bir konuşma yaptı.
Toplantıya sendikamızı temsilen Düzce İl Başkanımız Telat Örnek, İl Sekreterimiz Okan Örnek, İl Muhasibi Arife Akay, Gama Tekstil işyeri sendika baş temsilcimiz Hasan Sağlam ve işyeri temsilcimiz Şenay Ateş, genel merkez personellerimizden Gizem Aktürk Yurduseven, Haşim Eren Yılmaz, Burak Paracıoğlu, Yasin Karadeniz ve Pınar Berk katıldı.
2025-2028 yıllarını kapsayan Ulusal İstihdam Stratejisine göre, 2028'de işsizlik oranının yüzde 7,5, kayıt dışı istihdamın yüzde 23,4’e düşürülmesi, istihdam oranının yüzde 52,5 ve kadınlarda iş gücüne katılma oranının ise yüzde 40,1'e yükseltilmesi hedefleniyor.
Toplantıda; Türkiye iş gücü piyasasında insana yakışır işleri yaygınlaştırırken, aynı zamanda ekonominin rekabet gücünü ve toplumsal refahı artırmak için planlı, koordineli ve motivasyonu yüksek bir çalışmanın yürütülmesinin zorunlu olduğu belirtilen strateji belgesinde, bir yandan işlerin geleceğini gözeten ve istihdamı destekleyen ileriye dönük politikalar geliştirirken, diğer yandan iş gücü piyasalarındaki yapısal sorunları çözerek istihdam oranını yükseltmenin amaçlandığı vurgulandı.
Bu amaç doğrultusunda belge, aşağıda yer alan 4 temel politika alanı üzerine inşa edildi.
"İş gücü piyasalarında yeşil ve dijital dönüşüm ile beceri uyumunun geliştirilmesi" politikasıyla, eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi ve iş gücü piyasalarının yeşil ve dijital dönüşüme uyumunun herkes için en adil koşullarda sağlanması amaçlanıyor.
"Kapsayıcı istihdamın geliştirilmesi" politikasıyla, kadınlar, ne eğitimde ne istihdamda olanlar da dahil gençler, engelliler, yaşlılar ve uluslararası iş gücü göçü kapsamında yer alanlar başta olmak üzere özel politika gerektiren tüm grupların iş gücü piyasasına erişimlerinin ve insana yakışır iş koşullarında istihdamlarının desteklenmesi hedefleniyor.
"Sosyal koruma-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi" politikasıyla, sosyal koruma sisteminin kapsayıcılığını ve istihdam bağlantısını artırarak, toplumdaki tüm bireylerin temel haklara erişiminin güçlendirilmesi ve çalışma hayatına katılımlarını engelleyen sorunlara çözüm geliştirilmesi amaçlanıyor.
"Kırsal bölgelerde sürdürülebilir istihdamın geliştirilmesi" politikasıyla, kırsalda ekonomik çeşitliliğin artırılarak kırdan kente göç eğiliminin kontrol altına alınması, kamu hizmetlerinin geliştirilerek kırsalda kapsayıcı ve kayıtlı istihdamın artırılması, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve adil geçişin sağlanmasıyla kırsalda sürdürülebilir istihdamın geliştirilmesi hedefleniyor.
Strateji kapsamında tekstil ve hazır giyim sektörü de öncelikli sektörler arasında yer almaktadır. Sektörde istihdamın ulusal ve bölgesel düzeyde korunabilmesi için mevcut işgücüne yönelik beceri geliştirme ve kazandırma programlarının artırılması, mesleki ve teknik eğitim ile yükseköğretim programlarının değişen işgücü talebine uyum sağlayacak şekilde güncellenmesi, kritik bir gereklilik olarak değerlendirilmiştir.
Türkiye’nin ihracat pazarındaki güçlü bağı göz önüne alındığında, özellikle AB’nin üretiminin sosyal ve çevresel boyutlarını dikkate alan sürdürülebilirlik odaklı ticaret politikaları ve düzenlemeleri tekstil ve hazır giyim sektörü için ayrı bir önem taşımaktadır. Söz konusu düzenlemelere uyum, sektörel rekabet gücünün korunması ve artırılması açısından stratejik bir gereklilik olarak değerlendirilmektedir.
Yakın gelecekte yüksek dönüşüm maaliyetlerine maruz kalabilecek olan tekstil ve hazır giyim sektörü, dönüşüm gerekliliklerine uyum sağlama konusunda kaydedilecek gelişmelerin ülke ihracatı üzerinde önemli etkiler yaratması beklenmektedir. Bu sebeple sürdürülebilirlik ve sosyal uyum standartlarına adaptasyon sağlayarak, Türkiye ekonomisinin uluslararası ticaretteki rekabet gücünü artırma fırsatı göz ardı edilemez.